İmam Hasan'ın Barıştan Sonraki Siyasî Tutumu

Document Type : Original Article

Author

el-Mustafa Üniversitesi

Abstract

İmam Hasan ve İmam Hüseyin'in (a.s) imameti birbirinden farklı değildir. Tarzlarında ihtilaf gibi görünen şeyler zaman ve mekânın şartlarıdır. Hz. Ali'nin (a.s) şehadetinden sonra halk İmam Hasan'a biat etti. Hazret'in imameti altı ay üç gün sürdü ve Hicrî 41 senesinde onunla Muaviye arasında barış imzalandı. Barışın uygulanmasından sonra İmam (a.s) Medine'ye döndü ve ömrünün son on yılını orada geçirdi. “İmam Hasan Mücteba'nın (a.s) barıştan sonraki siyasî tutumu” makalesi şu soruya cevap aramaktadır: İmam barıştan sonra ve Medine'de ikamet ettiği on yıl boyunca hangi siyasî davranışı benimsedi? Mevcut kaynaklara göre İmam (a.s) bu sırada babası ve dedesi gibi insanlar, Şiîler ve mazlumlar için dertli bir tabip ve emin bir sığınak oldu. Dünya Müslümanlarına dirayetle rehberlik yaptı. Siyasî davranışı ise politik konuşmalar yapmakla birlikte barış anlaşmasına bağlı kalma ve Muaviye'nin şeytanca planlarına ve şartları ağırlaştırma arayışına karşı koyma şeklindeydi. Şiîlere ve azatlılara siyasî himaye sağlayıp canlarını koruyarak ve etkin güçleri eğiterek Aşura hareketine zemin hazırladı.
 
Abstract
By studying the life history of the Imams, it becomes clear that there is no distinction between the politics and the duties of the Imamate. Imams are the most politicians and their measures in all matters are done completely and flawlessly. Therefore, the Imamate of Imam Hassan and Imam Hussein are not different from each other. What caused the difference in their method is the conditions of time and context. After the martyrdom of Imam Ali, the people paid allegiance to Imam Hassan and his Imamate lasted six months and three days. In 41 AH, a peace treaty was signed between him and Mu'awiyah. After the peace treaty, Imam returned to Medina and lived there for the last ten years of his honorable life. This paper tries to answer the main question that; what political behavior did the Imam have after the peace treaty and ten years of residence in Medina? According to available sources, the Imam, like his noble father and grandfather, was a safe and peaceful haven for the Shiites and oppressed people. He led the Muslims wisely, and his political behavior is adherence to the peace treaty accompanied by political speeches, and confrontation with Mu'awiyah's evil plans and policies. With his political support of Shiites and the Mawlawis and keeping safe their lives, and training efficient forces, he was paving the way for the Ashura movement.

Keywords


Article Title [Persian]

رفتارشناسی سیاسی امام حسن مجتبی بعد از صلح / Political behavior of Imam Hassan Mojtaba after Peace Treaty

Author [Persian]

  • سید آصف کاظمی
دکتری تاریخ معاصر جهان اسلام جامعه المصطفی
Abstract [Persian]

در مشی ائمه هیچ تفکیکی بین سیاست و وظایف آن ها نیست. آنان  سیاست مدارترین، بندگان الهی هستند و تدبیر آن ها در تمام امور به صورت کامل و بی نقص انجام می گیرد.ازاین رو امامت امام حسن و امام حسین نیز با یکدیگرتفاوت ندارد. آن چه باعث اختلاف در روش آنان گردید، شرایط زمان و مکان است. بعد از شهادت حضرت علی مردم با امام حسن بیعت کردند و امامتحضرت شش ماه و سه روز به طول انجامید و در سال 41 ق بین او و معاویه صلح نامه امضا شد. پس از اجرای صلح، امام به مدینه مراجعت نمود و مدت ده سال آخر عمر شریفش را در آن جا ساکن بود نوشتارحاضر تلاش دارد به این پرسش پاسخ دهد که؛ امام بعد از صلح و ده سال اقامت در مدینه چه رفتار سیاسی داشته اند؟  بر پایه منابع موجود، امام در این هنگام هم چون پدر و جد بزرگوارش، طبیب دل سوز و پناهگاهی مطمئن برای مردم و شیعیان و مظلومان عالم بود. مسلمانان جهان را با درایت رهبری می کرد و رفتار سیاسی ایشان، پایبندی به پیمان صلح، همراه سخنرانی های سیاسی و برخورد با زیاده خواهی و نقشه های شیطنت آمیز معاویه است. ایشان با حمایت های سیاسی از شیعیان و موالیان و حفظ جان آنان، کادرسازی و تربیت نیروهای کارآمد، زمینه را برای نهضت عاشورا آماده م ینمودند.

Keywords [Persian]

  • امام حسن
  • شیعیان
  • معاویه
  • عاشورا
  • رفتار سیاسی
Alemelhüda, Seyyid Murtaza, Tenzihu'l-Enbiya, Kum, Daru'ş-Şerif el-Radıyy, 1377.
Âl-i Yasin, Şeyh Razî, Sulhu'l-Hüseyin, Menşurat-i Şerif Radıyy, Kamerî 1414.
Âl-i Yasin,Sulh-i İmam Hasan (a.s), mütercim: Seyyid Ali Hameneî, Tehran, Asya, çap-i devazdehom.
Belazurî, Ahmed b. Yahya, Ensabu'l-Eşraf, Beyrut, Dâru'l-Fikr, 1417.
Dineverî, Ebu Hanife, el-Ahbaru't-Tıval, tahkik: Abdulmun'im Âmir, Kahire, Dâru İhyai'l-Kütübi'l-Arabiyye, 1960.
Ebu'l-Ferec Isfehanî, Ali b. Hüseyin, Mekatilu't-Talibin, tercüme: Seyyid Haşim Resulî Mahallatî, Tehran, Neşr-i Ferheng-i İslam, 1380.
Ibn Ebi'l-Hadid, Şerhu Nehci'l-Belağa, tahkik: Muhammed Ebulfazl İbrahim, Kahire, Dâru İhyai'l-Kütübi'l-İlmiyye, Kamerî 1378.
Ibn Esir, Ebu'l-Hasan İzzeddin Ali Muhmmed , Tarih-i Kamil, tercüme: Ebulkasım Halet ve Abbas Halilî, Tehran, Şirket-i Çap ve İntişarat-i İlmî, 1371.
Ibn Esir, Ebu'l-Hasan İzzeddin Ali Muhmmed, el-Kamil fi't-Tarih, Beyrut, Daru'l-Fikr, 1398.
Ibn Şehrâşûb, Menakıbu Âli Ebi Talib, tashih: Seyyid Haşim Resulî Mahallatî, Kum, İntişarat-i Allame.
Imadî, Seyyid Resul, Zindegani ve Sire-i İmam Hasan-i Mücteba (a.s) der Medine, Payanname-i Karşinasi-yi Tarih, Müessese-i Bakırululum, Hordad 1380.
Imadzade Isfehanî, Zindegani-yi Hz. Mücteba (a.s), Tehran, Şirket-i Sehhamî-yi Tab-i Kitab, 1337.
Meclisî, Muhammed Bakır, Biharu'l-Envar, Tehran, el-Mektebetu'l-İslamiyye, Kamerî 1393.
Mutahharî, Murtaza, Mecmua-i Âsâr, Tehran, Sadra, 1382.
Müfid, Muhammed b. Muhammed el-Nu'man, el-İrşad fi Ma'rifeti Hucacillahi ale'l-İbad, Kum, tahkik ve neşr: Müessese-i Âl-i Beyt (a.s), Kamerî 1413.
Saduk, Muhammed b. Ali, İlelu'ş-Şerayi, tahkik: Seyyid Muhammed Sadık Bahrululum, Necef-i Eşref, Menşuratu Mektebeti'l-Haydariyye, 1966.
Semsuddin, Muhammed Mehdi, Erziyabi-yi İnkılab-i Hüseyin (a.s), tercüme: Mehdi Pişvayî, Kum, İntişarat-i Tevhid, 1362.
Taha Hüseyin, Ali ve Do Ferzend-i Bozorgevareş, tercüme: Ahmed Aram, Tehran, Kitabfuruşi ve Çaphane-i Ali Ekber Alemî, 1332.
Zemanî, Ahmed, Hakayık-i Penhan Pejuheşî der Zindegani-yi Siyasi-yi İmam Hasan-i Mücteba (a.s), Kum, Bustan-i Kitab, 1387.
Zemanî, Ahmed, Karname-i Dehsale-i İmam Hasan Mücteba (a.s) der Medine-i Münevvere, Mecelle-i Mübelliğan, sayı 28.